IGOR STRAVİNSKİ (1882-1971)


Müziğin kulağa ve ruha değil, doğrudan doğruya kafaya hitab etmesi gerektiğine inanan İgor Stravinski, Picasso, Gauguin ve Matisse'in resimde tuttukları yoldan yürümüştü. Stravinski, sanatıyla, fikirleriyle, hareketleriyle tam yirminci yüzyıl insanıdır. Fakat onun kazandığı şöhretin sadece bu yüzyıla bağlı kalacağını, ilerde kendisinin de unutulacağını iddia etmek

hata olur. Stravinski, müziğe getirdiği yenilikler ve çok değişik bir tarzda yazdığı eserleriyle daha şimdiden ölümsüzler arasında yerini almıştır.

İgor Stravinski, 1882 yılında Leningrad'ın tenha köşelerinden birinde dünyaya gelmiştir. Bir opera sanatçısı olan babası, oğlunun müziği meslek edinmesini hiç istemiyordu. Ona zorla hukuk tahsili yaptırdı. Halbuki küçük Stravinski, babasının şarkılarını tekrar tekrar okuyarak ezberlemiş, çok sevdiği Çaykovski'yi kendine örnek tutarak günün birinde tanınmış bir müzikçi olmayı aklına koymuştu. Hukuk tahsilini tamamladıktan sonra da kendini tamamiyle müziğe verebilmek için esas mesleğiyle ilgili bir işe girmekten çekindi. Artık iyi piyano da çalıyordu. Bestelediği eserlerin yekûnu epeyce kabarmıştı. Bir gün bunlardan birkaçını Rimski-Korsakov'a götürdü. Orkestrada sazların armonisine çok ehemmiyet veren besteci, bu genç müzik meraklısının hiçbir kaideye, hiçbir şeye uymayan eserlerinden pek hoşlanmamakla beraber Stravinski'nin şahsına karşı içinde bir sempati uyandığından ona orkestrasyon dersleri vermeyi teklif etti. Genç ve yaşlı besteci arasında sağlam bir dostluk kurulmuştu. Korsakov'un ölümü üzerine talebesi, bir cenaze marşı besteledi. Bu gayet ustaca işlenmiş tasvirî bir eserdi.

Yeni ritimler, yeni tonlar, yeni bir müzik anlayışıyla eserler yaratan bu genç istidat uzun zaman kenarda kalamazdı. Nitekim meşhur "Rus Bale"sinin direktörü Diaghilev, Stravinski'nin büyük işler başarabileceğini sezmişti. O tarihte müthiş rağbet gören balenin Stravinski müziği ile bir kat daha güzelleşeceğini düşündü. Ona heyecan yaratan, hareketli değişik bir müzik lâzımdı, bunu da ancak Stravinski gibi zihninde orijinal fikirler taşıyan bir besteci yapabilirdi. "Ateş Kuşu" isimli balenin müziğini hazırlaması için Stravinski ile anlaştı. Bu vahşi, tüyler ürpertici bir müzik olmalıydı. Genç besteci biraz düşündükten sonra teklifi kabul etti. İkinci bale "Bahar ayini" 28 mayıs 1913'de sahneye kondu. O güne kadar Stravinski'nin bir müzikçi olduğuna inananlar, bu eserden sonra kanaatlerini değiştirdiler. Bu bir müzik eserinden ayrı, bambaşka bir şeydi. Zaman zaman içine müzik de katılıyordu ama bu kadarı kâfi değildi.

O güne kadar kulak yoluyla zevkini tatmaya alıştıkları çeşitli müziğin yerine ne olduğu belirsiz, kime hitab ettiği belirsiz birtakım sesler dinlemek Bach'a, Beethoven'e, Çaykovski'ye âşina müzikseverlerin hoşuna gitmemişti. 

Geçmişle hiçbir ilgisi bulunmayan Stravinski'nin tamamiyle maziye bağlı bir dinleyici kütlesi tarafından takdir edilmesi çok güç, hattâ imkansızdı. Stravinski ne geçmişi ne de geleceği düşünüyordu. Onu ilgilendiren tek şey haldi. Müziğin zevk için değil düşünmek için dinlenmesini istiyordu. Onun nazarında müziğe tragedya kadar yakışan bir şey yoktu. Mademki yaşadığımız hayatın her saniyesi binbir ıstırap içinde geçiyordu, şu halde müzikte de bunları anlatmak lâzımdı.

"Müziksiz müzik" yaratıcısı İtalya'ya gidip sokak orkestralarının tekniğini inceledi. Bu arada Picasso ile tanışmış, ahbap olmuştu. Kübist besteci ile kübist ressam kısa zamanda can-ciğer dost oldular. İki sanatçının hemen anlaşıvermeleri gayet tabiî idi, çünkü ikisi de sanatta aynı yolu takib ediyorlardı. Şekilden, şekilsizlik yoluyla şekle giriş: Bu onların sırlarını açıklayan tek kaidedir. Picasso, Stravinski'nin bir portresini de yaptı. Gümrük memurları bu portreyi gördükleri zaman Stravinski'yi nezaret altına aldırmak lüzumunu hissettiler, çünkü Picasso'nun portre diye yaptığı şey daha ziyade bir askerî haritayı andırıyordu. Stravinski, "Bu sadece benim yüzümün haritasıdır" diye meseleyi izaha çalıştıysa da Picasso'nun sanatından anlayan birisi bulununcaya kadar Stravinski zan altında kaldı.

Yaylı, nefesli ve vuruşlu sazlarıyla bütün bir senfoni orkestrası için yazılmış o teferruatlı eserler Stravinski'nin canını sıkıyordu. Hele yaylı sazlardan büsbütün bıkmıştı. Bu sebeple sadece nefesli sazlara ihtiyaç gösteren bir senfoni besteledi. Daima yenilik, daima değişiklik arıyordu. Gene böyle bir araştırma mahiyetinde bir piyano konçertosu besteledi. Halk eseri o kadar beğenmişti ki bizzat bestecisi, konçertoyu rahatça çalabilmek için her şeyi bir kenara bırakıp konser piyanisti oldu. Bir konserde eserin ikinci kısmının notalarını unutan Stravinski ne yapacağını düşünürken orkestra şefi Koussevitzky kulağına eğilip notaları ezberden söyleyiverdi. Bu olay Stravinski konçertosunun ne kadar sevildiğini, ne büyük bir alâka topladığını anlatmaya yeter. On yıl içinde elli defa çalınan konçerto, bestecisini kısa ve emin yoldan şöhrete götürdü. Genç nesil Stravinski'yi âdeta tanrılaştırmıştı. Eserleri dünyanın her tarafında çalınıyor, besteci her taraftan davetler alıyordu. Kendi eserlerinden mürekkep konserler vermek üzere Amerika'ya davet edildi. Amerikan halkının güzellik sevgisinden son derece mütehassis olarak vatanına döndü. Stravinski, Amerika'yı, Amerika da Stravinski'yi sevmişti. Walt Disney, "Fantasia" isimli eserinde dünyanın yaratılışına ait olan kısmı Stravinski'nin "İlkbahar Ayini" isimli bale müziğinden başka bir müzikle süsleyemiyeceğini anlamıştı.

Stravinski halk bestecisidir. Eserlerine kendi düşüncelerini katmadığı gibi duaya, methiyeye de kalkmaz. Daha ziyade köylülerin hayatını, karakterlerini tasvire çalışır. Bazan neşeli, bazan aksi, küfürbaz, bazan ciddi, bazan son derece şakacı olan bu insanlar Stravinski'nin en belli başlı eser kahramanlarıdır.

Balenin çok ilgi gördüğü bir devirde yetiştiği için bale parçalarının sayısı diğer eserlerininkine nazaran daha fazladır. Bunların arasında en fazla beğenileni "Ateş Kuşu", "İlkbahar Ayini", "Petruşka"dır. Sonuncusu ruh taşıyan bir kuklanın acıklı hikâyesidir. Daha sonra orkestra için süit haline getirilen bu eser dünyanın her tarafında geniş akisler uyandırmıştır. Londra'da ilk defa çalınışından sonra gazetelerde çıkan tenkit yazıları bestecinin pek lehinde değildi. Bu arada eseri dinleyen bir İngiliz de melodilerden korktuğunu, bu akla hayale sığmayan garip müziğin kısa zamanda unutulmaya mahkûm olduğunu sevinerek müşahede ettiğini yazmıştı. Fakat bu dinleyicinin tahminlerinde yanıldığı kısa zamanda ortaya çıktı. Stravinski, bir anda günün adamı oluvermişti. Amerika'da, Leopold Stokowski idaresindeki orkestra tarafından çalındığı zaman "ilkbahar Âyini"nin Stravinski'nin şaheseri olduğu iddia edildi. Hayatı anlamak için bize yeni yollar açan, yeni maceralara sürükleyen, güzellik ve doğruluk hakkında yeni fikirler aşılayan bu nefis eser nihayet değerini kavrayan bir dinleyici kütlesine kavuşmuştu.

Besteci, bazı eserlerinde Musorgski ve Korsakov'un tesiri altında kalmışsa da orijinal buluşları onu meslektaşlarından ayırmıştır. İptidai insanların müziği olan ritmi, yirminci yüzyıl modern müziğinin en belli başlı unsurlarından biri haline getirmek de Stravinski sayesinde olmuştur. Böylece besteci eskiyi kullanarak ilerisi parlak bir yeniliğe doğru ilk adımı atmıştır.

Stravinski'nin balelerden başka piyano konçertosu, keman konçertosu, orkestra için muhtelif eserleri, koro için çeşitli şarkıları, oda operası adı verilen küçük operamsı, şarkılı hikâyeleri ve muhtelif dansları vardır. Besteci konçerto yazmakta da eskilerin örneklerini bir tarafa bırakarak kendine has bir tarz bulmuştur. Mozart ve başkalarının yaptıkları lûzumsuz tekrarları beğenmiyen besteci, konçertoda mümkün olduğu kadar değişik melodi kullanıp, sazın bütün maharetlerini ortaya koymasını sağlamış, tekrarlarla vakit geçirmektense yarım saatlik konçerto yerine on beş dakikalık konçerto bestelemeyi tercih etmiştir.

Stravinski, çok eskiden faydalanarak çok yeni müzik bestelemenin sırrını keşfetmiş, bazılarına müzikten ziyade madeni sesler gibi gelen eserleriyle zihne hitab eden yepyeni bir müzik yaratmıştır.

BAŞLICA ESERLERİ 

Müzik Kategorisi Eserler
Orkestra müziği Ateş Kuşu süiti
Petruşka
Bahar Ayini
Card Party (bale için)
Üç Muvmanlı senfoni
Piyano için capriccio
Oda orkestrası için E-flat majör ve fa majör konçertolar.
Koro müziği Oedipus Rex opera-oratoryo
Re majör Mezamir senfonisi
Başkaca Tilki
Mavra
The Rake's Progress operaları
Pulcinella
Apollin,
The Fairy's Kiss
Persephone
Orpheus baleleri
Ellsabeth devri şarkıları kantatı
Nefesli sazlar senfonisi
Do majör senfoni
Piyano konçertosu
Keman ve nefesli sazlar konçertosu
Dans konçertant
Od
Bale sahneleri
4 Norveç havası
Yalnız piyano için 2 konçerto
Piyano sonatı

Yorumlar