GABRIEL FAURE (1846-1924)



Faure küçük yaştan müzikle ilgilenmeğe başladı. Çocukluğunda bir gün kendisine bir org gösterilmişti. O zaman bunu çalmağa karar verdi. Çok geçmeden gayretiyle orgu öğrendi. Müziğe olan merakı müziksever birine tesir etti. Bu şahıs Faure'nin babasını kandırarak onu bulunduğu taşra kasabasından tahsil için Paris'e göndertti. Faure dokuz yaşındaydı. Meşhur Ecole Niedermeyer'in direktörü Abraham Louis Niedermeyer için çaldı. Direktör çocuğun kabiliyetine inandı ve onu ücretsiz olarak okula kabul etti. Faure bir dergide çıkan yazısında şöyle demektedir: "Müzik ile dolmuştuk. Sanki bir banyoda yaşıyorduk ve bütün hücrelerimizden su yerine müzik giriyordu." Okulda 15 ve 16 ncı yüzyılların "Cappella" müziği söyleniyordu. Faure'nin öğretmenlerinden biri Camille Saint-Saens'dı. Faure'nin ilk ilerlemelerinde büyük etkisi olmuştu. Daha sonraki yıllarda Faure'nin en samimi arkadaşı gene Saint-Saens'dı.

1865'de Faure'nin okulda çalışmaları son buldu. Mesleğine başlama sırası gelmişti. Yıllarca Ren ve Paris'te orgcu olarak çalıştı. 1871 savaşında görevli olduğundan bu çalışması yarıda kaldı.

1872'de Saint-Saens, Faure'yi, meşhur prima donna Pauline Viardot'nun müzik salonunda halka takdim etti. Bu olay Faure'nin Turgenyev ve Flaubert gibi yazarlarla, Gounod gibi müzikçilerle tanışmasına fırsat verdi. Paris'te Verlaine ve Baudelaire'in şiirlerini tanıdı. Bunların bazılarını besteledi.

1877'de iki olay yer almaktadır: Birincisi Weimar'da Franz Liszt ile tanışma, Saint-Saens, Faure'yi, Samson ve Dalila operasının premiyerinde bulunması için Weimar'a davet etmişti. Bu ziyaret Faure'nin iddialı eserlerinden bazılarını ustasına gösterme imkânını verdi. Ne yazık ki bunlar Liszt üzerinde fazla etki yapamadı. Tenkit şöyle oldu, "Çok zor." İkinci olay daha memnun ediciydi. Saint-Saens'ın tavsiyesi üzerine Faure, Madeleine kilisesinin koro hocası oldu. 1896'da koronun orgcusu unvanını aldı.

Faure'nin kilise orgcusu olarak çalışması uzun sürdü. Öğretmenlik yapması daha kazançlıydı. Ecole'da kompozisyon sınıflarını idare ettikten sonra "Manon"un kompozitörü Joles Massenet'den 1895'de Paris Konservatuarının kompozisyon sınıfını devraldı. 1905'de bu konservatuarın direktörü oldu ve yerini on beş yıl elinde tuttu.

Genç Fransız kompozitörleri onun idaresinde burada okudular. Ravel, Schimtt, Roger-Ducasse ve Aubert gibi birçokları ilerlemelerini sağladığı için Faure'ye duydukları minnet hislerini açıklamışlardır.

Bu arada kompozisyonların üzerinde çalışmalarına devam etti. 1860'da şarkılarla ve 1870'de de oda müziği ile kabiliyetini meydana çıkardı. 1886'da yazdığı mersiye bir yıl sonra Madeleine kilisesinde halka takdim edildi.

1900 başlarında Fransız müziğinin en büyük simalarından biri olarak tanınmıştı ve birçok mükafatlar kazanmıştı. 1909'da Güzel Sanatlar Akademisine seçildi. Bir yıl sonra Lejyon nişanının en büyük rütbesini aldı. 

1922'de Fransa'nın büyük müzikçilerinin ve politik kimselerinin bulunduğu Sorbonne Üniversitesinde milli bir kararla kendisine takdirname verildi.

Hayatının son yirmi yılını sağır olarak geçirdi. Konservatuar Direktörlüğünü kaybetmek korkusiyle bunu gizli tuttu. 1920'de artık çalışamıyacağını anladı ve direktörlükten istifa etti. Fakat hayatının sonuna, yani istifasından dört yıl sonraya kadar sırrını kimseye açmamakta ısrar etmişti. Faure öldükten yıllar sonra, Paul Landormy hakikati açıkladı. Faure'yi yakından tanıyanlar bile gerçeği anlamamışlardı.

Faure'nin müziğinde aşırılık sanatını görüyoruz. Büyük eserlerini kaplayan temiz klasik müzik, sadelikten, engelden, hassasiyetten, zariflikten, sükûnetten meydana gelmiştir. Faure, şarkıların, oda müziğinin, piyano parçalarının en güzel örneklerini vermiştir. Faure yaradılıştan bir klasikçiydi. Fransız klasikçisi diye anılırdı. Mozart ve Beethoven'den çok Chopin ile Rameau'ya benzerliği vardır. Sesini fazla yükseltmez, sakin çalışırdı.

Sık sık işittiğimiz müzik Faure'nin meslek hayatındayken yazdıklarıdır. Hellenizm ruhunu taşımaktadır. Son eserleri daha ince ifadeli daha hayal doludur. Bunların halkın beğenisini kazanması daha güçtür. Sağırken yazdığı İkinci Piyano Kenteti (1921), Fa Minör Trio (1923) ilk eserlerinde bulunmayan manevi bir ışık taşımaktadır. 4 kasım 1924'te Paris'te ölmüştür.

BAŞLICA ESERLERİ Orkestra müziği: Plleas ve Melisande süiti. Oda müziği: 1 No. la majör keman ve piyano sonatı, do minör piyano ve yaylı sazlar kuarteti. Ses müziği: Apres un reve, Les roses l'Ispahan, Au cimetiere, Roncontre, Soir şarkıları. Başkaca: fa majör balladı, Penelope lirik dramı, Requiem, 2 piyano ve yaylı sazlar kenteti. 2 viyolonsel sonatı, mi minör keman sonatı. fa minör trio, yaylı sazlar kuarteti, impromptuler, noktürnler, barkaroller, prelüdler.

Yorumlar