EDOUARD LALO (1823 • 1892)


Lalo'nun ilk yıllarına, müzikten çok, askerî gelenekler hükmetti. Babası, Napolyon tarafından kendine nişan verilen, Lützen savaşının kahramanı bir Grande Armee subayıydı. Bu nişan, Lalo ailesinin iftihar vesilesi olacaktır.

Rütbesinden ve mevkiinden gurur duyan subay, oğlunun da kendisini takip etmesini istiyordu. Edouard'ın erkenden beliren müziğe karşı ilgisine ses çıkartılmamıştı. Lille Konservatuarına girmesine izin verildi. Bir zamanlar Viyana'da Beethoven'in idaresinde çalan öğretmeni Pierre Baumann, ona ses terbiyesini gösteriyordu. Edouard, asker olmayıp, müzikçi olacağını söylediği zaman, babası müzik çalışmalarına son vermek istedi. Fakat artık çok geçti. Edouard, babasının arzularına boyun eğemezdi, çünkü asker olmağa hiç niyeti yoktu. Oğul ile baba arasında sert konuşmalar geçti. Edouard, evinden ayrıldı. Babasının ancak son saatlerinde baba-oğul barıştılar,

16 yaşında, hürriyete kavuştuğundan ve Fransız müzikçileri arasına katılacağından dolayı sevinerek Paris'e gitti, konservatuara yazıldı. Konservatuar hayatının sıkı rejiminden ve formalitesinden nefret etmeğe başladı. Hususi öğretmenlerden ders alıp, büyük kompozitörlerin büyük eserlerini kendi kendine tetkik etmeği konservatuar hayatına tercih etti.

1840 sıralarında bestelemeye koyuldu; ilk önceleri birkaç şarkı, sonra keman ve piyano için orijinal fantezi, daha sonra piyano triosu. Konservatuar öğrencisi olarak hayal kırıklığına uğrayan Lalo, bestecilik alanında başarı sağlamalıydı. 1847'de Prix de Rome yarışmasına girerek ikinciliği elde etti. Birkaç şarkıdan başka, naşirlere hiçbir şey satamadı. Bu eserleri duyulamadı. Bu olay, hevesini kırdı. Daha fazla eser yaratamadı. Sekiz yılını sessiz geçirdi; artık bestecilik hevesinin geçtiğine inanıyordu. Fakat yaşayacak kadar para kazanabilmesi için Armingaud Jacquard kuartetinde, daha sonra Sosyete Klâsikte viyola çaldı ve dersler verdi.

1865'de karşılaşıp âşık olduğu Matmazel Bernier de Maligny'yle evlendi. Bu, onun öğrencilerinden biri olup, iyi bir ses yıldızıydı. Lalo'daki yaratma gücünü yeniden canlandırdı. Lirik Tiyatro tarafından tertiplenen milli bir yarışmaya kattığı "Fiesque" operasını yazdı. Sadece üçüncülüğü kazandı, fakat Paris opera direktörü onu, birinciliğe lâyık gördüğünden, tiyatrosu için kabul etti. Ne yazık ki, opera birçok talihsizliklerin kurbanı oldu ve temsil edilemedi. İlk önce Prusya savaşı engel oldu; daha sonra Paris operası tamamen yandı; son olarak Brüksel Operası tarafından alınıp provası yapıldığı halde opera şirketi iflâs ettiğinden gösterilemedi.

Lalo ikinci bir opera yazmağa çalıştı. Fakat, enstrüman ve orkestra müziğiyle daha fazla ilgilendiğinden, yarı yolda bu operadan vazgeçti. Lalo'nun çello ve piyano sonatı, genç Fransız bestecilerinin müziğini duyurmak için kurulmuş olan Milli Müzik Derneği'nin 1871'deki ilk konserinde, takdim edildi. Az sonra Lalo'nun karısı Milli Müzik Derneği'nin konserinde halka, Fiesque operasından bazı aryalar dinletti.

50'nci yıldönümü gecesi, kompozisyon hayatına yeniden dönüşünden yedi yıl sonra, ilk büyük temsilini ve ilk büyük başarısını gördü. "Orkestra için Divertissement" 8 Aralık 1872'de Paris'te çalındı. Hem dinleyiciler, hem de tenkitçiler tarafından çok beğenildi. Bunu 18 ocak 1874 de Londra'da meçhul İspanyol virtüozu Pablo de Sarasate tarafından çalınan keman ve orkestra konçertosunun başarısı takip etti.

Sarasate için yazdığı ve gene onun tarafından Paris'teki konserlerde 7 Şubat 1875'de çalınan İspanyol senfonisiyle meşhur oldu ve takdir edildi. Hans von Bülow, Alman gazetesi olan "Signal"e 1877'de yazdığı mektupla Lalo'ya karşı duyduğu hayranlığı ve İspanyol Senfonisinin bir deha eseri olduğunu açıkladı. Bir yıl sonra Çaykovski, Madam von Meck'e, İspanyol Senfonisinin kendisine büyük bir zevk verdiğini anlatan bir mektup yazmıştı. "Keskin ritimleriyle ve güzel armonili melodileriyle çok yeni ve çok parlaktır." Çello ve orkestra konçertosunun, Norveç Rapsodilerinin ilk temsilleri bittikten sonra, 1880 yılında Lalo, Fransız müziğindeki yerini sağlamlaştırdı.

Fransız müzik çevrelerinde saygı gösterilen bir şahsiyet oldu. Beyaz saçları, sakalı, bıyıkları, tertemiz düzgün elbisesi, gururlu, dik yapısı, hisli ve yakışıklı yüzüyle Avusturya diplomatlarını andırıyordu. 1880'de felç geçirdiği halde, işine devam etti.

1875'de başlayarak en ihtiraslı eseri olarak kabul ettiği Le Roi d'Ys operası üzerinde çalışmasına devam etti. 1878'de, bütün ilk kısmını bitirdi. On yıl onu yarım halde bıraktı. 1886'da yeniden aynı esere döndü ve orkestrasyonunu tamamladı. 7 mayıs 1888'de Paris'te Opera Komik'te başarıyla çalındı. 20 yıl içinde böylesine bir rağbet gören ilk eseri buydu. Opera Komik'te 200 defa temsil edildi. Bu eseri, Fransız tenkitçileri Lalo'nun yaratıcı kabiliyetinin doruğu ve XIX. yüzyıl Fransız lirik dramlarının en güzeli olarak kabul ettiler. Opera, 1890'da New Orleans'ta takdim edildiği ve 1921'de de Metropolitan Opera'da gösterildiği halde, Amerika'da fazla rağbet görmedi. Yalnız uvertürü ve bir iki seçme parçası Amerikan müzikseverlerince beğenildi.

Lalo'nun son yılları zihin depresyonlariyle karanlık geçti. On yıl önce başlayan felç tekrar kendini gösterdi.

Lalo, son yıllarında Fransız tenkitçisi Arthur Pougin'e, daimî rehberi olan sanat kurallarını öğretmeni Pierre Baumann'dan öğrendiğini anlatmıştır. "Kolay elde edilen başarılardan sakın, içinde kendini bulacağın şeyleri yaz, komşundan hiçbir şey ödünç alma. Bir tek yeni nota ciltler dolusu taklitten üstündür."

O, hiç kimseyi taklit etmemiş, hiç kimsenin hususiyetini almamıştı. Bu kişiliği, sadece eksantrik besteler veya yeni teknikler icad ederek değil, eserlerinde kendini bularak elde etmişti. Rapsodik, lirik, hüzünlü olan müziğinde kendi lirizmi, kendi duyguları, kendi ruhu yer almıştır.

Kolay elde edilen başarılardan kaçarak, öğretmeninin öğütlerine bağlı kalmıştı. Etrafını fethetmek için alçalmadığından, ancak son yıllarında tanınmıştı. Bale müziği yazarak parlak bir mesleği olan Adolphe Adam'a (1803-56) rekabet etmesi için Lalo'ya nasihat edilmişti. Fakat buna yanaşmadı. Sanat titizliği sayesinde böyle kusursuz, anlayışlı, şekil bakımından zarif ve stil takımından farklı eserler yaratamamıştır. Bundan dolayı eserlerine "müzikçilerin müziği" adı verilmiştir.

BAŞLICA ESERLERİ — Orkestra müziği: Keman ve orkestra için İspanyol senfonisi, viyolonsel ve orkestra için konçerto, Le Roi d'Ys uvertürü. Başkaca: Le Roi d'Ys operası. keman ve orkestra konçertosu, Norveç rapsodisi.

Yorumlar