CLAUDE DEEBUSSY (1862-1918)



Yedi yaşındayken sessiz, akranlarının oyunlarına hiç katılmayan, dalgın bir çocuktu. On dört yaşında ise piyano dersleri vererek kendi geçimini temin eden aklı başında bir insandı. Yirmi birine bastığı zaman da artık kadın ve erkeklerin yaşadığı dünyadan bıkmış, kendini tam manasiyle müzik aleminin sihrine kaptırmıştı.

Debussy, çocukluk nedir bilmediği gibi, fazla bir tahsil de görmemişti. Annesi, çocuklarıyla pek ilgilenmezdi, babası ise işlerinin çokluğundan evde olup bitenlerle meşgul olacak zaman bulamıyordu. Bereket ki, halalarından biri küçük Debussy'yi çok sevdiği için onun mektep masraflarını üzerine aldı da çocuğun konservatuara girmesini sağladı. Konservatuarda geçen yıllar Debussy için hapishane hayatından farksızdı. Piyanoyu öğrenir öğrenmez ders vermeye başlayarak günlük masraflarını çıkardı. Aldığı paraları hemen eve teslim ediyordu. Ama gene de anasıyla babası ondan memnun değildi. Kazandığı parayı az bulduktan başka mektepte hocalarına aldırmayışına, nasihatlerini dinlemeyişine kızıyorlardı. Hani birisi bu âsi çocuğu onların başına belâ olmaktan kurtarsa pek sevineceklerdi. Neyse ki çok geçmeden o bekledikleri birisi Debussy'yi kendi himayesine aldı. Meşhur Rus bestecisi Çaykovski'nin hamisi Madam Nadejda von Meck genç müzikçiyi takdir etmiş, onu Moskova'ya çağırmıştı. Bu hâdise Debussy'nin dehasının gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Zira genç müzikçi orada Balakirev, Korsakov, Çaykovski ve Borodin gibi ünlü Rus bestecilerinin eserlerini tanımış, o güne kadar yabancı kaldığı Rus müziğinin tetkik imkânlarını bulmuştu. Akşamları evsahibesini ve ahbaplarını piyano çalarak eğlendiriyor, gündüzleri de "yeni müzik" denemeleri yapıyordu. Şark melodileri onu düşündürüyordu. Yunan ve Çin gamlarını modern müziğe maletmek istiyordu. Hamisi ile birlikte memleket memleket dolaşırken bir taraftan da seslerin bu garip bağlanışları üzerinde denemeler yapıyordu. Paris'e döndüğü zaman "Roma mükâfatı" için hazırlıklara başladı. Fakat yarışmaya katılacak eserleri gözden geçirecek jüri heyetine de hiç güveni yoktu, kazanacağını da hiç sanmıyordu. Yarışmada birinciliği alınca hayretler içinde kaldı.

Küçük yaşta hayata atılmasının tesiriyle delikanlılık çağını da bitmez tükenmez bir mücadele içinde geçirdi. Her zaman sinirleri bozuktu. Eser bestelerken ağzında sigarası, öfkeli öfkeli odasının içinde dolaşır, aklına bir melodi geldiği zaman, hemen oturup, yazardı. Tabiî bestelediği melodiler de bestecinin âsi ruhunun, isyan dolu feryatlarıydı. Debussy, insanların dünyasına bir şey yapamıyacağına göre, hiç olmazsa müzik dünyasında bir yenilik yaratmayı aklına koymuştu. Müziğe hürriyet vermek istiyordu.

Debussy, güzel kadınlar arasında yakışıklılığı ile şöhret kazanmıştı. Hiç durmadan sevgili değiştiriyordu. Nihayet Rosalie Texier adında yeşil gözlü bir genç kız onu kendine iyice bağladı. İki sevgili beraber Maeterlinck'in "Pelleas et Melisande" isimli eserini okumuşlar, müthiş tesiri altında kalmışlardı. Saadeti birbirlerinde bulduklarına inandıktan sonra, bir arada yaşamaya başladılar. Serbest aşkı kabul etmişlerdi, fakat ailelerinin zoruyla resmen evlendiler. Karısı, Debussy'nin biricik ilham kaynağı idi. "Pelleas et Melisande" operasını bestelemeye başlayan besteci, Rosalie evde olmadığı zamanlar bir tek nota bile yazamıyordu. Genç besteci hususî hayatında intizamı sevmediği gibi meslek hayatında da programlı hareket etmekten hoşlanmıyordu. Meselâ operanın dördüncü perdesini birinci perdeden önce yazmıştı. Diğer kısımları da ilham geldikçe orasını burasını besteliyerek karmakarışık bir halde tamamlandı.

Debussy, yirminci asrın başlangıcında kendini gösteren empresyonizmin kurucularındandı. Şairlerin, ressamların kalem ve fırçayla yaptıklarını o da notalarıyla yapmaya çalışıyordu. Onun müziği bir düşüncenin, bir eşyanın, bir hadisenin tasviri değil, bunların hayalimizde yarattığı tesiri anlatıyordu. Rusya'da geçirdiği günlerin izleri de eserlerinde açıkça sezilir. Rus bestecilerinden Rimski-Korsakov, Balakirev ve Borodin'in sanat cephelerini yakından tetkik etmiş, Rus halk şarkılarına hayran kalmıştı. Daha sonra da büyük Rus bestecisi Musorgski'nin tesirinde kalarak onunkileri hatırlatan eserler bestelemişti. ‘‘Pelleas et Melisande" operası da Musorgski'nin "Boris Godunov" isimli operası örnek alınarak bestelenmiştir.

Besteci, müzik hakkındaki tenkit yazılarıyla da şöhret kazanmıştı. Debussy, başkalarını acı acı tenkit edebilmekle beraber kendisi hakkında ne iyi ne de kötü bir söz söyliyemezdi. Zaten kendini büyük adamlar arasında saymıyordu.

Bugün Debussy'ye asıl ölmez bir isim kazandıran eseri, operası, yahut diğer orkestra eserleri değil, küçük şarkılarıdır. ‘'Deniz", "Apres-midi d'un Faune", "Yuvasız Çocukların Noeli" gibi ölmez parçaları onun bugünkü şöhretini sağlayan en belli başlı eserlerdir. Bilhassa "Yuvasız Çocukların Noeli" tek başına besteciyi ölümsüzleştirmeye yeter. Bu, dünya harbinin semeresidir. Şarkının sözlerini 1915 yılında bir kış günü yazmış, ertesi gün de müziğini bestelemiştir. Alman istilasında yuvalarını, annelerini, babalarını kaybeden küçük Fransız çocuklarının hikâyesidir.

Hayatında "yeni müziğin babası" olarak tanınan Debussy'nin yaşadığı devirde, daha fazla tanınmayışının sebebi, kendi tevazuudur. Meselâ, İngiltere'de "Pelleas et Melisande"ın ilk oynanışında alkıştan tiyatro inim inim inlerken Debussy, eski bir otelin kuytu bir odasında oturmuş bekliyordu. Müziğinin reklamını yapmaya hiç taraftar değildi. Hakiki bir sanatçının ancak öldükten sonra tanınabileceğine inanmıştı. "Sanat, ticaret zihniyetinden kurtarılmalıdır." diyordu. Bestecinin 1876-1890 yılları arasında bestelediği şarkılar, onun ince ruhunu ve kendine mahsus besteleme tarzını en iyi gösteren misallerdir. İlk bestelediği şarkılar arasında en çok beğenilenleri, Verlaine'in şiirlerinden mülhem olarak yazdığı altı şarkıdır. Arabeskleri, Bergamasque süiti ve diğer altı piyano parçası, hep o şarkıların yazıldığı ilk devirlerin eserleridir. Ayrıca Roma'da bestelediği parçalar arasında "İlkbahar" (orkestra için), ve Rosetti'nin meşhur "La Demoiselle elue" şiirinden alınan koro ve orkestra için hazırlanmış parça da Debussy'nin şöhretinin en belli başlı âmilleridir.

Yeni stilde yazılmış ilk eseri Mallarmee'nin şiirinden mülhem olarak bestelenen "Prelüde" ve "L'apres-midi d'un faune" isimli orkestra parçasıdır. Daha sonra üç noktürn bestelemiştir ki, bunlardan ikisinde bir kadın korosu da yer alır. Yalnız koronun şarkısı sözsüzdür... 1905'de "La Mer"i besteledi. Bu parça, Debussy'nin eserleri arasında en fazla çalınan ve en fazla beğenilenlerin başında gelir.

Hayatı boyunca tek bir yaylı sazlar kuarteti bestelemiş, o da yirminci yüzyıl bestecileri için geniş bir tartışma kaynağı olmuştur. Öbür eserlerini de eski kuralların dar çerçevesinden mümkün olduğu kadar uzak tutmaya çalışarak yazmıştır. Bestecinin muhtelif şarkı defterlerinde toplanmış hepsi birbirinden güzel pek çok şarkısı vardır. Bunlardan "Çocukların Köşesi" ismini taşıyan eserde Schumann, Musorgski ve ve Gabriel Faure'nin çocuklar için yazılmış eserlerinin tesirleri görülür. Besteci, bu defteri küçük kızı için hazırlamıştır. Küçük Claude babasından sonra ancak bir yıl daha yaşadığından o şarkıların kıymetini takdir edemedi.

Birinci Dünya Savaşı sırasında hayatının son günlerini yaşadı. Kanser olmuştu. Günlerinin sayılı olduğunu kendisi de farkediyordu. Son günlerini daha ziyade oda müziği eserleri besteliyerek geçirdi. Her şeyden ziyade vatanını seven Debussy, hayatı boyunca bir Fransız müziği yaratmaya uğraşmıştı. Her ne kadar bu arzusunu tam mânasiyle yerine getiremediyse de, Debussy'nin eserleri modern müzik sahasında hiç kimseninkilere benzemez, kendine has bir hava taşır. Böylece bestecinin Fransız müziği yaratma düşüncesi de kısmen gerçekleşmiş oldu.

BAŞLICA ESERLERİOrkestra müziği: L'apres-midi d'un faune. Nocturnes'ler, Deniz, İberia. Opera: Pelleas ve Melisande. Piyano müziği: 24 prelüd, Estampe'lar. Image'lar, Çocuk Köşesi. Oda müziği: sol minör kuartet. Başkaca: Le Demoiselle, elue kenteti. Giges ve Ronde des printemps, viyolonsel sonatı, keman sonatı, Pour le piano, Masque'lar, 12 piyano etüdü, Baudelaire'den beş şiir, Fâtes galantes, Bilitis'in sarkıları, 3 Villon balladı, 3 Mallarme balladı (ses ve piyano için).

Yorumlar