Bartok, Macaristan'da yaşadığı sıralarda, kendisiyle mülâkat yapan bir gazeteciye dünyaya iki kere geldiğini söylemişti.
İkinci doğuşu ender karşılaşılan şartlar altında olmuştu. Bela'nın apartmanında bir kız çalışmaktaydı. Bu, Bartok'un dairesini temizlerken daima şarkı söylerdi. Kızın şarkısı alışılmamış bir tarzda gelişmesi ve egzotik melodisiyle Bartok'u büyülemişti. Şimdiye kadar buna benzer bir melodi duymamıştı. Hizmetçi kız, melodinin nereden geldiğini, onu kimin yazdığını Bartok'a anlatamamıştı. Bütün bildiği, bu şarkıyı, kendisine annesinin öğretmiş olduğuydu. Bu, çocukluğunu geçirdiği bölgede ün salmış bir besteydi. Orada bunun gibi birçok melodiler herkesin ağzındaydı.
Bartok yalnız bu kızın çocukluğunun geçtiği yeri değil, Macaristan'ın her yerini gezip görmek hevesine kapıldı. Gezdiği her köşede, dinlediği şarkılar, seyrettiği danslar üzerinde incelemeler yapacaktı.
Parasının tükenmesi dolayısiyle sona eren ilk seyahatinde yeni bir kıta keşfettiğine inandı. Burası, sadece dünyanın öbür bölgelerinden farklı, hattâ sivrilmiş Macar müzikçilerince bile tanınmamış, gerçekten bir hazine olan şarkı ve dans yuvasıydı. Bartok bu musikiyi açıklamak için bütün varlığıyla çalışmağa başladı. Sekiz yıl içinde (bazan Zoltan Kodaly ile beraber) Macaristan'a Romanya'ya ve Slovakya'ya birçok seyahatler yaptı. Duyduğu bütün şarkıları kâh notaya kâh plâğa aldı. Yerli Macar müziği olarak düşünülecek tarzdan ayrı bir karakter ve üslûp taşıyan Macar halk müziğini büyük bir kütüphanede topladı, meşhur etti. O zamandan beri dış dünya his dolu Macar halkının hakiki müziğine de kıvrak Çigan melodileri kadar saygı gösterir. Brahms, ünlü danslarını yazdığı zaman böyle düşünmüştü, Liszt de herkesçe sevilen rapsodilerini bestelediğinde aynı hissi duymuştu. Fakat Bartok'un keşfettiği müzik, üslûp ve teknik bakımından farklıydı. Melodi sertti. Ritimler usule aykırıydı, tonalite ise kilise usullerini aksettiriyordu: Vahşi bir müzik. Pek ateşli, kuvvetli, canlı. Onun gibisine hiçbir yerde rastlanmaz.
Bartok şöyle demektedir: "Gerçek Macar köy müziği her şeydi ama o zamanlar daha tanınmamıştı. Onun en değerli kısmını meydana getiren en eski Macar köylü melodilerindeki madde nihayet keşfedildi ve bu Macar sanatının rönesansının temeli olarak kabul edildi."
1905'den yani bu yeni halk müziği doğduktan sonra Bartok, kısa zamanda farklı bir karaktere büründü. Bu sebepten kendini o zaman yeniden doğmuş sayıyor.
Gerçek doğuşu ise, Macar, Romen ve Slav elemanlarının bir araya geldiği Transilvanya'da 1881'dedir. Babası Ziraat Okulunun direktörü, aynı zamanda iyi bir amatör müzikçiydi. Ailenin bakımını annesi üzerine aldı. Çocukları yalnız korumakla kalmayıp tahsil de ettirdi. Bartok'un ilk piyano hocası annesiydi. Annesi onda büyük bir istidat görüyordu. Dokuz yaşında bir çocukken ilk piyano parçasını yazdı. On yaşında da piyanist olarak sahneye çıktı.
Annesi, 1893'de, oğlunun istidadını geliştirmek için Pressburg'da (şimdiki Bratislava, Çekoslovakya) öğretmenlik aldı. Orada Laszlo Erkel, Bartok'a piyano dersleri verdi, Brahms'ın taklidi olan yaratıcı teşebbüsleri için ona kuvvet verdi. 1899'dan 1903'e kadar Budapeşte'de Liszt Akademisinde Thoman ve Koessler ile çalıştı. Öğrencilik eserleri arasında en kuvvetlisi 1903'de Manchester'de, Hans Richter idaresindeki Halle Orkestrasının çaldığı senfoni Kossuth'dur. Sanat ateşini milli musikide bulmuştu; bu gayesine erişmek için bazı çareler aramalıydı. Macar halk müziğini 1905-1913 yılları arasında keşfettiği zaman arzusuna kavuşmuş oldu. Bu arada 1903'de Akademiyi bıraktıktan sonra piyano çalarak, ders vererek müzik toplantıları tertip ederek hayatını kazanmağa başladı; 1907'de Liszt Akademisine piyano profesörü oldu.
1927'de ilk defa Amerika'ya gitti; seyahati Baldwin Piyano Ortaklığı tarafından hazırlanmıştı. Her gittiği yerde saygı ile selâmlanıyordu. Eleştirmeciler onun Macar kompozitörleri arasında en üstün değeri taşıdığını kabul etmişlerdi; müzikçiler müzik folkloruna yaptığı büyük yardım karşısında saygı duydular; Bartok'un birkaç ateşli hayranı onun neslimizin en gerçek, en güçlü bestecilerinden biri olduğu düşüncesinde ısrar etmişti. Fakat konser salonunun müşterileri ona karşı soğuk davrandılar, böylece Bartok'un eserleri de seyrek çalındı.
Hayatının son yılları New York'ta yoksulluk içinde geçti. Sanatçılar ve idareciler arasında ancak bir iki kişi onunla ilgilendi. Bunlar dışında Serge Koussevitzky de kendisini hastanede ziyaret ederek Koussevitzky Kurulu adına yeni bir orkestra eseri yazmasını teklif etti. Bartok bu sıralarda çok hastaydı, üç yıldır ateşler içinde kıvranmaktaydı. Artık yalnızlık duygusu ile savaşamıyacak hale gelmişti. Çok çalışan, başarıların gerçek ölçüsünü bilen, ama birdenbire kendini müzik hareketlerinin dışında bulan bir kimsenin ıstırabı kolay kolay dinmez.
Büyük eserlerini bu kötü şartlar altında yazmak zorunda kaldı. Piyano ve orkestra için 3 No. lu konçertosu, keman ve orkestra için konçerto, bunların içinde en önemlisi Koussevitzky'nin sipariş ettiği orkestra için Konçertoydu. Bu müziğin içinde, Bartok sanki hayatının son yıllarda aklı kadar halleriyle de konuşuyormuş gibi, bir insanlık duygusu seziliyordu.
Bartok'un vücudu yavaş yavaş eriyordu. Sesi tamamiyle kaybolmuştu. Sık sık dayanılmaz ağrılar çekiyordu. Ölmek üzere olduğunu düşünmemeliydi, çünkü bu iki konçertoyu bitirmesi gerekiyordu.
Zamanın ilerlediğini o da anlıyordu. Yorgunluğunu yenmeğe, ağrılarına karşı koymağa çalışarak ateşler içinde eserlerine devam etti. Oğlu Peter, babasının yatağında oturuyordu. Babasının müziği yazabilmesi için kuvvet kazanması gerektiğini bildiğinden müsvedde kağıdının üzerine gerekli teknik teferruatı oğlu işaretledi. Bütün korolar tek bir çizgi ile gösterilmişti. Silip tekrar yazmağa vakit yoktu, gerekli düzeltmeler orijinal üzerinde yapılmalıydı.
Piyano konçertosunun son 17 satırı hariç bütün ötekileri tamamladı. Ne yazık ki son eserini yazdığını biliyordu artık. Son birkaç satırın stenografik işaretlerinden sonra altına Macarca "Son" anlamına gelen "Vege"yi yazdı - müsveddelerine bu kelimeyi ilk defa koymuştu. - Konçertosu gibi hayatının da sonuna gelmişti.
Keman konçertosu hemen hemen tamamiyle stenografik işaretler ve sembollerle doludur. Bartok'un bu çalışması arkadaşı Tibor Serly'ye verilince, Tibor karşılaştığı güç problemleri şöyle açıklamıştır:
"Birincisi, müsveddenin şifresini çözmek. Bartok, krokilerini o sırada elinde bulunan tek ve yaprakları ayrı olan nota kâğıdına yazmış. Bazı yaprakların üzerinde başka krokiler göze çarpıyor. Sıralarına bakmadan aklına gelen her şeyi yazmış. Ne sayfalara numara koymuş, ne de muvmanların ayrımını göstermiş. İkinci güçlük, harmonileri ve öbür süsleri ancak en yakın arkadaşlarının anlayacağı tarzda stenografi ile belirtmişti. Neticede, Bartok'un "orkestrasyon oldukça bellidir" ifadesi hariç, aletler için gerekli hiçbir işaret yoktur. Bu kısım en az zor olanıdır.
Eğer bu son iki konçertosunu sahnede çalınırken dinleseydi, eskiden kendisini beğenmiyenlerin şimdi onu alkışladıklarını görecekti. Orkestra için yazdığı konçertosu, 1 kasım 1944'de Boston Senfoni Orkestrası tarafından ilk çalınışında çılgınca alkışlanmıştı.
26 eylül 1945'te New York'ta öldü. Ölümünden birkaç ay sonra, büyük eserlerinin 48'i çalındı. Bunların içinde son iki konçertosunun premiyerleri de vardı.
Bela Bartok kendi vatanlarının müziğinde bir milli sanat meydana getiren kompozitörlerdendi. Bu kompozitörler şunlardır: Rusya'da Musorgski ve Rimski-Korsakov, Bohemyalı Smetana, İspanya'da Albeniz ve Manuel de Falla, Romanya'da Georgeu Enescu.
Bartok şöyle demektedir: "Folklor müziği eski melodilerin ne başlangıcı ne de taklididir. Halk şarkılarını meydana getirmek, bu melodilerin içinde gizli bir hazine gibi yatan müzik ifadelerinin anlamını iyice hazmetme işidir. Bir kompozitör için en önemli iş bu müzik diline hâkim olup bunu kendi müzik düşünceleriymiş gibi gösterebilmektir."
Bartok nazari olarak konuşmamakta, kendinden bahsetmekteydi. Hayatı boyunca ne kopyeye ne de taklide başvurmuştur. Macar halk müziğinin esas hususiyetlerini o şekilde hazmetmiştir ki bunlar kendi müzik düşüncelerinin en çapraşık kısmı olmuştur. İlk romantik akışlardan ve Liszt ile Richard Strauss'a verdiği sözlerden vazgeçmişti. Üslûbu eskisine göre daha katı ve kişiseldir: ahenksiz, vahşi ritimli, derin, canlı. İlk iki yaylı sazlar kuarteti, ilk rapsodileri ve Allegro Barbaro ile Ayı Dansı yalnız ritim ve harmoni bakımından karışık değil, aynı zamanda dinlemesi ahenksizdir.
Macar halk dansının hususiyetlerini belirten ifadeler eserlerinin temelini meydana getirdi: kilise usullerine olan meyli, ani ve kaygan aksanlar, vahşi ritimler, serbest tonalite. Fakat bunlar sadece tuğlalar, harç ve taşlardır. Bartok bunlarla milli sanata bir anıt dikmeğe başlamıştı.
BAŞLICA ESERLERİ
Müzik Kategorisi | Eserler |
---|---|
Orkestra müziği | Orkestra için konçerto |
Oda müziği | Altı yaylı kuartet |
Piyano müziği | Mikrokosmos |
Başkaca | Piyano ve orkestra için 3 konçerto |
Orkestra ve keman için konçerto | |
Viyola ve Orkestra için konçerto | |
Keman ve orkestra için iki rapsodi | |
Yaylı sazlar için müzik | |
Divertimento |
Yorumlar
Yorum Gönder