ALEKSANDR BORODİN (1833 -1887)


Kimya profesörü Zinin, Borodin'e şöyle demişti. "Bütün yollar sana açık. Ama şarkıların için daha az zaman harcamalısın. Yalnız müziği düşünmemelisin. İki tavşanı bir anda avlamaya çalışmakla hata ediyorsun."

Borodin'in hayatında bilim büyük bir yer tutuyordu. Hem doktor hem de kimya profesörüydü.

Müzikte kendini amatörden biraz daha iyi görürdü. Hatta bir gün kendisini Balakirev'e şöyle tarif etmişti. "Meçhul kalmağa uğraşan bir Pazar bestecisiyim." Memleketinin dışında çok beğenilen milli karakterli ilk Rus müziğini o yazmıştı. Kafkas krallarının soyundan gelen Prens Yuke Gedeanişvili ile orta tabakadan bir doktorun karısı olan Avdotya Kleineke'nin gayrimeşru oğluydu. 11 kasım 1833'te Petersburg'da dünyaya gelmişti. Gayrimeşru doğan çocukların bağlı oldukları geleneğe göre o da Prensin kölelerinden Porfiri Borodin'in nüfusuna geçti. Babası öldüğü zaman yedi yaşındaydı. Onu, kültürlü, hassas fakat bunamış olan annesi yetiştirdi. Çelimsiz görünüşlü bir çocuktu. Bu yüzden verem olduğu sanılır. Umumi okula gönderilemedi. Evde ilk öğrenimini bir mürebbiye ile hususi öğretmenler sayesinde tamamladı. O kadar kadın etkisi altındaydı ki bazen kendisini kız sandığı oluyordu. Tek arkadaşı kuzini Maria'ydı.

Keskin zekası, kuvvetli hafızası, aynı zamanda dile, bilime, müziğe çok istidadı vardı. Civardaki kışladan gelen bando müziğini pencereden işiterek müziğe karşı ilk canlı ilgiyi duydu. Çok geçmeden bu bando çalgıcılarının birkaçı ile görüştü. Onlardan birinin kendisine flüt öğretmesini temin etti. Dokuz yaşındayken ilk müzik parçasını (bir polka) olgun bir kadınla olan aşk macerasının tesiri ile yazdı. Müzik ufkunu, müzik harikası olarak alkışlanan Sçiglev adında bir çocukla arkadaş olduktan sonra, daha genişletti. Beraberce piyanoda dört elle klasik müzik dünyasında gezintiler yaptılar. Pavlovsk'da orkestra konserlerine gittiler. Oda müziğine dahil olabilmek için yaylı sazlar çalmasını yardımsız öğrendiler. Borodin, on dört yaşındayken flüt ve piyano için bir konçerto ile Meyerbeer'in Robert le Diable temine dayanan yaylı saz triosunu tamamladı.

Kendisini müziğe verdiği halde bilimi terketmemişti. Odasında, kimya denemeleri yaptığı bir lâboratuvar vardı. On yedi yaşında Tıp ve Cerrahî Akademisine kaydoldu. Botanik ve Kimya alanlarında ihtisas yaptı. Profesör Zinin, dikkatini çeken Borodin'i himayesi altına aldı. Borodin çok parlak bir öğrenciydi. 1856'da patoloji ile tedavi bilimi doçenti oldu. İki yıl sonra doktor Unvanını aldı. 1859'da Zinin tarafından kimya alanında daha çalışması için Heidelberg'e gönderildi.

Heidelberg'de kalışı bilimde olduğu kadar müzikte de ilerlemesi için önemli oldu. Kısa zamanda genç ve cazibeli Katerina Protopopova adlı bir piyanistle tanıştı. Bu kadın piyanist Borodin'e Chopin'le Schumann'ın piyano müziklerini tanıttı. Borodin kimya çalışmalarına kendini iyice kaptırdığı zaman Katerina onun müziğe olan ilgisini devam ettirdi.

Yurduna dönüşte Katerina ile evlenip hayatının geri kalan kısmında Tıp Akademisinin bulunduğu St. Petersburg'da bir apartmana yerleşti. Bir müddet için bilim ve müzik alanında daha başarılı ilerlemeler kaydetti. Petersburg Ormancılık Fakültesinde doçent, Tıp Fakültesinde de profesör oldu. Onun için müzik büyük bir eğlenceydi. Bilim sahasından ayırdığı saatleri piyano ve viyolonsel çalıp eser yazmakla geçirirdi.

1862'de Borodin, Balakirev'i tanıdı. Onun öğrencisi oldu. Kompozisyon yapmak Borodin'in hayatında önemli bir yer kaplamıştı. Balakirev şöyle demektedir: "Galiba kendisine esas mesleğinin eser yaratmak olduğunu ilk söyleyen ben oldum." Balakirev'in kontrolü altında Borodin ilk senfonisi üzerinde çalışmağa başladı.

Senfonisini yazarken öğretmeninden yalnız teknik kontrolü öğrenmedi, aynı zamanda, estetik fikirlerini Musorgski, Rimski-Korsakov ile yaptığı arkadaşlık ve konuşmalarla aydınlattı. Bu sanatçılar Balakirev ile tek bir vazifede birleştiler: Kompozisyonlarında millî bir sanat yaratmak. Borodin aynı ideale sahip olduğundan, müzik tarihinde "Beş Rus" adı verilen gruba dahil oldu.

Borodin, millî karakterli eserlerinden ilki olan "İlk Senfoni"yi 1867'de bitirdi. Rus Müzik Sosyetesinin konserinde 16 ocak 1869'da takdim edildi. Orkestrayı Balakirev idare etti. Balakirev şöyle demektedir: "İlk hareket soğuk karşılandı. Kompozitör çok alkışlandı. Bis sesleri duyuldu. Son iki muvman fevkalâdeydi. Sonunda Borodin birçok angajmanlar aldı."

İlk senfonisi başarı kazanınca ikincisini hazırlamak için kendinde kuvvet buldu. Bu arada birkaç şarkı ile "Bogatir" adlı bir opera-komik besteledi. "Bogatir" (Devler) eski Rus destanlarının dev kahramanıdır. Bu opera 1867'de takdim edildi, sonra unutuldu.

İkinci senfonisini 1876'dan önce bitiremedi. 26 şubat 1877'de Naprovnik idaresinde çalındığında kısmen elverişsiz hazırlanma, kısmen de nefesli sazlar için yazıldığından eser başarısızlığa uğradı.

Yavaş yavaş ve gayretle Borodin birkaç büyük eser verdi. 1879'da İlk Yaylı Sazlar Kuarteti, 1880'de Orta Asya Steplerinde, yedi yıllık çalışmalardan sonra 1886'da tamamlandı. (Ağır hareketi, hulyalı melodileri, Rus oda müziğinin en güzel sayfalarından biridir). Onun enerjisini, canlılığını eriten halk operası Prens Igor'dur. 1869'dan beri bu operayı tasarlıyordu, hayatının geri kalan kısmında bunun üzerinde çalıştı. Birkaç yıl bu çalışmasına ara verdi. Bu operayı bestelerken Rus tarih ve folklorunu tetkik ediyordu. Hem güfte, hem de beste hakikate uymalıydı. Bu opera hiçbir zaman tamamlanamadı. Eserin son kısmı arkadaşlarına kaldı. Rimski-Korsakov ile Glazunov'a, 23 ekim 1890'da St. Petersburg Operasında, eser oynandığı zaman kendisi hayatta değildi.

Prens Igor operasının ilerlemesini durduran belki de hayatının son yıllarında başına gelen felâketlerdir. Karısı devamlı olarak hastalandı. 1884'de de kendisi ciddi bir hastalığa tutuldu, bazıları kolera teşhisi koydular. Bu hastalıktan kendini kurtaramadı. O sırada çok bağlı olduğu kayınvaldesini kaybetti. Bir süre zihnî buhranlar geçirdi. Bununla beraber hem operasının, hem de üçüncü senfonisinin krokileri üzerindeki çalışmalarına devam etti.

Bu yıllar içinde bilim ve müzikle uğraştığı gibi cemiyet hayatına da katıldı. Apartman ziyaretçilerle doldu: öğrencileri, akrabaları, arkadaşları, hayranları.

Viktor İ. Serov, şöyle yazmaktadır: "Aleksandr çalışmalarında yalnızlık çekmekle kalmadı, kimse onun niye daima meşgul olduğunu, bilim üzerinde çalışırken neden kapıyı kapadığını sormamıştı. Masadaki kâğıtları, kitapları kendisini ziyarete gelenlerin düşürdüğü eldivenler, süveterler, şapkalar, magazinler arasına karışırdı. Bestelerinin müsveddeleri, senfonilerinin bazı kısımları mutfakta içinde ekşimiş süt bulunan kâseleri örterdi. Bütün bunlar onu üzmezdi. Karısı sıhhatinden şikâyetçiydi. Astımı vardı. Uyuyamadığı için sandalyelere çarparak bütün gece apartmanında gezinirdi. Gündüzü geceye çevirmişti. Fakat Aleksandr karısını çok seviyordu. Onun hislerini incitmemek için kendi hayatını mümkün olduğu kadar onunkine uydurmağa çalıştı. Ne zaman öğle yemeği ne zaman akşam yemeği yediğini bilmezdi. Bazan iki defa akşam yemeği yerdi. Bazan da sadece üç yumurta. Katerina sabahleyin kocasının çıplak yıkanıp, banyoya elbisesiz girmesini, veyahut vücuduna havlu sarmasını sevmezdi. Tırnaklarını kesmesini, odadan odaya geçerken hızlı şarkı söylememesini, ıslık çalmamasını, çayına limon koymamasını tenbih ederdi. Borodin'in gözleri ışığa karşı çok hassastı. Ya karanlık odada, ya da gözlerine siyah bir şey örterek uyuyabilirdi. Gürültü uyumasına mani olduğundan kulaklarını battaniye ile kapatırdı. Katerine, Borodin'in uyku âdetlerini bilemezdi, çünkü o, kocası yatarken ayakta olurdu. Veyahut Katerina'nın misafirleri, akrabaları, Borodin'in yatağını alırlardı. O zaman da Borodin yastığı ile eski battaniyesini alır çalışma veya oturma odasına geçerdi.

1887 Karnavalında Borodin Tıp Fakültesinde millî kostümlü bir dansa gitti. Çok neşeliydi. Fakat birden fenalaştı, yere yığıldı. Arkadaşları şaka yaptığını zannettiler. Ona doğru koştular, fakat artık çok geçti. 27 şubat 1887'de damar çatlamasından hayata gözlerini yummuştu.

"Beş Rus" diye tanınan kompozitörler grubunun bir üyesi olan Borodin, Rus folklorunun ve kültürünün mahsulü olan milli müziğin etkisinde kalmıştır. Balakirev'e raslamadan önce Borodin Alman romantiklerinin tarzında, bilhassa Mendelssohn gibi yazıyordu.

İlk senfonisi ile Rus kompozitörü oldu. Borodin'in "Beş Rus" grubuna dahil sanatçılardan farkı, eserlerinde daha çok Doğulu kalmasıdır.

BAŞLICA ESERLERİOrkestra müziği: Orta Asya steplerinde; Prens İgor'dan Polovtsi dansları; 2. senfoni. Başkaca: Prens İgor operası, 1 inci senfoni; 2 yaylı sazlar kuarteti.

Yorumlar